Martı

Çehov'un içine "seksen kilo kadar aşk" koydum dediği Martı'da kalpler kırıldıkça taşıyamadıkları aşklarını dışarı sızdırır.

Medvedenko Maşa'ya, Maşa Treplev'e, Treplev Nina'ya, Nina ve Arkadina Trigorin'e âşıktır. Çığır açan bir oyun yazarı ve meşhur bir aktris olmayı hayal eden Treplev ile Nina'nın karşısında bu hayallerin büyüsünden boğulmuş, ama yine de hep daha fazlasını arzulayan Trigorin ve Arkadina... Fiyaskoya dönüşen bir prömiyer akşamı, daha başarılı bir yazara vurulan bir kadın, daha genç bir oyuncuya kapılıp giden bir adam, hissedilen eksiklikleri doldurabilmek için sürekli üretilen ve tüketilen, yer yer rüyalara, yer yer gerçeğe yaklaştırılmaya çalışılan sanat.

Hayatla ve sanatla ilgili en katmanlı oyunlardan biri olan Martı, 1896'daki ilk sahnelenmesinden sonra geçen 120 yıla rağmen, güncelliğini hâlâ koruyan bir şaheser.